3 Ekim 2013 Perşembe

  ELEKTRİK MOTORU ÇALIŞMASI HAKKINDA


Elektrik motoru, elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren elektrik makinesidir. Elektrik motorlarının birçoğu döner düzeneklidir. Yani bunlar ben birçoğu döner düzeneklidir. Yani bunlar benzerleri olan üreteçler gibi, bir çekirdek aralığıyla ayrılmış bir sabit (stator) öbürü hareketli (rotor) silindirsel, eş eksenli iki ferromanyetik armütürden oluşur.
Yaygın kullanılan bir aygıt olan elektrik motoru buzdolabının kompresörünü, çamaşır makinesinin pompasını, mutfak aspiratörünün pervanesini çalıştırır. Saniyede uygulanan hassas, tekrarlamalı ve süratli işlemler için kullanılan elektrik motorlarında, geleneksel sargılar (bobin) yerine, samaryum-kobalt mıknatısı gibi nadir, toprak metallerinden yapılmış sabit mıknatıslardan yararlanılır. Elektrik motorlarının titreşim yapmayışı, bu aygıtları özellikle hassas yörüngelerin izlenmesi ve lazerle işaretleme gibi uygulamalarda tercih edilir kılınmıştır. Günümüzde elektrik motorları çoğunlukla mikro işlemcilerle donatılmış ve böylece çalışması kullanıcının ihtiyaçlarına göre ayarlanabilir duruma getirilmiştir. Elektrik motorları doğru akım motorları veya alternatif alan motorları, senkron motorlar veya asenkron motorlar gibi çeşirlere ayrılır. Bunların her birinin kendine özgü uygulama alanları vardır.
Takım tezgâhlarında elektrik motorlarında dönme hızını, işleyen malzemenin çelik, aleminyum veya titan oluşuna göre ayarlar; bunun için, standart asenkron motora mikro işlemcili bir frekans dönüştürücü bağlanmıştır. Bir silahın optronik nişan sistemini çok büyük bir hassasiyetle hedefe doğrultabilmek için, sisteme takılı olan doğru akım motoru, rotorunun kesin konumunu ölçen bir algılayıcıyla ayarlanır.
DOĞRU AKIM MOTORLARI
Hareketleri düzgün, kesin ve güçlüdür. Hızları kolaylıkla değiştirilebilir; ama bunlar çalışırken kıvılcım çıkarır. Eğer bir motor hem sık sık durup çalışacak, hem hassas hız ayarlarına elverişli olacak hem de yük altındayken ani frenlemeler yapacaksa, böyle bir motorun seçimi kolay değildir. Bu koşullar, en yüksek verimin istendiği uygulamalrda aranır. Bu durumda, güçleri onlarca megawatta ulaşan doğru akım motorları kullanılır.
Bu tip motorun en büyük kusuru, bir kolektörü akımla besleyebilmek için fırçaların kullanılması zorunluluğudur.; fırçalar bu işi kolektöre sürtünerek gerçekleştirir, dolayısıyla da kolektörü hem aşındırır, hem de kıvılcım üretir. Bu nedenle doğru akım motorları tümüyle kapalı bir çerçevenin içinde bulundurulur ve içeriye toz veya nem girmesine izin verilmez. Akaryakıt deposu gibi patlama tehlikesinin bulunduğu yerlerde bu tip motorlar kullanılmaz. Buna karşılık, doğru akım motorlarının çok geniş bir çalışma düzenine sahip olma gibi bir üstünlüğü vardır. Bu motorların hızı, bağıl değer olarak 1 ile 300 arasında değişebilir, oysa aynı güçteki bir asenkron motorun çalışma aralığı üç kez daha dardır.
Bir doğru akım motorunun elektronik hız değiştiricisi basittir, hız değişim komutlarına ve ani yüklere kusursuz cevap verir. Doğru akım motorları, düz malzemelerin yüksek bir duyarlılıkla sarılması veya açılmasının gerektiği her yerde kullanılır. Konum kesinliliğinin ve düzenli hareket tekrarının önemli olduğu alanlarda bu tip motorlardan yararlanılır. Otomobil sanayinde son derece gelişkin deneme tezgâhlarında, açılır-kapanır köprülerde ve teleferiklerde hâlâ elektrik motoru kullanılmaktadır. Metalürji sanayiinde son derece gelişkin işlemlerde, mesela metal ambalaj yapımında kullanılan saçların üretiminde, metalin hem işlenme hızı dakikada 800 m’ye ulaşır, hem de kalınlığı 0,17 mm’ye kadar incelir; işte çok duyarlı bir denetim sistemi gerektiren bu tip uygulamalarda doğru akım motorları tereddütsüz tercih edilir.

ALTERNATİF AKIM MOTORLARI

Bu motorların asenkron tipleri standart bir aygıt olmuştur. Senkron tipleriyse, büyük güç gerektiren yerlerde kullanılabilir. Alternatif akım motorları iki grupta toplanabilir: asenkron motorlar (indüksiyon motorları) ve senkron motorlar. Bütün bu motorların temel ilkesi, metalden yapılmış bir kütlenin, döner bir elektromanyetik alan yardımıyla sürüklenmesine dayanır.
Bu iki grup motorlarda da eksenli iki armütür bulunur: bunların ilki olan stator sabit, ikincisi rotorsa hareketlidir. Senkron motorun statoru asenkron motorun statoruyla aynı şekilde ve aynı yapıdadır; birbirinden vernikle yalıtışmış manyetik saçlardan oluşan bir bilezik biçimindedir; bu saçların üzerindeki yivlere üç fazlı akımlarla beslenen bir sargı sarılmıştır.
Bir senkron motorda manyetik alanı, rotorun sargısını besleyen bağımsız bir doğru akım yaratır; burada rotorun çalışma hızı vardır. Bu tip motorların başlıca yetersizliği, rotorun kendi başına harekete geçmemesi sorunudur. “Özsenkron” denen motorlarda, rotorun sargısı yerine sabit mıknatıslar kullanılır.
Asenkron motorun çalışması oldukça farklıdır: rotorun sargısı çok fazladır ve rotora yalnız statordan kaynaklanan tek alan akım indükler. Rotor başka hiçbir enerji kaynağına bağlı değildir. Dönme hızı ne olursa olsun (ilk çalışmada bile), mekanik bir kuvvet çifti sağlar; düzenli çalışma sırasında bu hız senkron hızından (yani döner alan hızından) farklıdır; bu hız farkı motorun üzerindeki yüke bağımlıdır.
Sincap kafesli motorlarda sargı, yapraklı bir rotorun yivlerine yerleştirilmiş bakır veya aleminyum çubuklardan oluşur; bu yapı basit, sağlam ve ucuzdur. Bu tip motorlar, imalat sanayiinde, pompaların ve vantilatörlerin çalıştırılmasında veya ambalajlamada çok yaygın olarak kullanılan standart aygıtlardır. Bu aygıtlar artık, mikro işlemciyle denetlenen frekans dönüştürücüsü sayesinde doğru akım motoruyla rekabet edebilecek güçtedir.
Gücü 10 megawatta kadar çıkabilen doğru akım motoru (1), çok hassas ayarları mümkün kılan güç değiştiricisinin basitliğiyle üstünlük sağlamıştır. En önemli olumsuzluğu ise üstünde sürtünen fırçalar nedeniyle aşınan ve kıvılcım üreten bir kolektörünün bulunmasıdır. Sincap kafesli üç fazlı asenkron motor (2), sağlam, basit ve ucuz olması nedeniyle sanayide yaygın olarak kullanılır. Başka hiçbir güç kaynağına bağlı olmayan rotoru, dönme hızı herne olursa olsun bir kuvvet çifti üretir. Ama dönme hızı da statik bir frekans dönüştürücüyle ayarlanabilir. Nominal hızı dakikada 58,5 devir olan 12 MW’lik bu senkron motor (4), Belçika’da Sidmar çelik fabrikasında sıcak hadde makinesini çalıştıran ve tirostorlar aracılığıyla alternatif akımla beslenen iki dev motordan biridir. Hadde dizisi içine giren 23 cm. kalınlığında 23 t’luk çelik levhalar bu haddeden, yüksek kalitede ince saç bobinler olarak çıkmaktadır. Dev veya minik hangi güçte olursa olsun elektrik motorlarından her alanda yararlanılabilmektedir. Bunun bir örneği yaklaşık 60 kere büyütülmüş, sabit mıknatıslı ve pille çalışan şu minik kol saati motorudur (3). Sürtünmesiz çalışması ve düşük tüketimi bu motora neredeyse sınırsız bir ömür kazandırmaktadır.
HIZ DEĞİŞİMİ
Bir elektrik motorunu istenen hızda döndürmek için, motora mikro işlemcili elektronik bir hız değiştiricisi takmak gerekir.
Değişen hızlar kullanmak söz konusu olduğunda, ilk seçim doğru akım motoru olur. Bu tip motorlarda sabit uyarı altında dönme hızı rotor üzerine uygulanan gerilimle doğru orantılı olarak değişir, kuvvet çifti ile rotordan geçen akımın şiddeti arasındaki oran aynı kalır. Bunun için motora bir redresör (doğrultucu) takmak gereklidir.
Asenkron motorun hız değiştiricisi çok daha karmaşıktır; bu iş için statik frekans dönüştürücüsü kullanılır. Dönüştürme işi iki aşamada yapılır ve ilk aşama sabit bir doğru akımın elde edilmesidir. Dolaylı dönüştürücü denen bu dönüştürücü (konversitör), diyotlu bir redresör ile düzenleyci bir filtreden oluşur bu bileşim bir doğru akım kaynağı işlevi görür. Bunun ardından, yarı iletekn bir dalga üretecinden aluşan doğru akım-alternatif akım dönüştürücüsü gelir. Bu işlem için çoğunlukla, tam olarak bir sinüzoidal akım oluşturma üstünlüğüne sahip darbe genişliği modülasyonu tekniği uygulanır; elbette bu durumda sayısal işlemler için mikro işlemciler kullanmak gerekir.
Günümüzde işlemler dizisinin giderek kusursuz hale getirilmesine yönelik çabalar yoğunlaştırılmış ve bu amaçla “vektörel denetim” denilen yöntem geliştirilmiştir; bu yöntemde, bir başka modülleme tekniğiyle asenkron motorun denetimi basitleştirilmiştir. “Park dönüşümü” denen bir değişkenler değişimiyle, üç fazlı motorun statorundan geçen üç ani akıma tekabül eden iki akımdan yararlanılır; Park stator akımını oluşturan bu iki bileşen, mıknatıslama akımı ve etkin akımdır. Akı, kuvvet çifti ve dönme hızı buna bağlı olarak değişir. Böylece, doğru akım motoru ile artık onun kadar kolay denetlenebilen bu asenkron motor arasında benzerlik kurulabilir.
Yıldırım ; Son yıllarda Fransa?da Meteorage Franklin ve Franklin Francetarafından yürütülen araştırmalar, yıldırım fenomeni konusunda ve anlayışında önemli gelişmelere yol açtı. Bu teknik bilgiler daha iyi koruma ve önleme aygıtlarının geliştirilmesini sağlamıştır; ancak yıldırım fenomeni araştırmacılar ve üreticiler için kendine ait birçok sırrı korumaya devam ederek büyük bir merak ve ilgi odağı olacaktır. Yıldırım ne olduğuna dair sorunun ideal cevabı P.G. Laurent tarafından 1950 yılında yazdığı makale ile verilebilir.
??Yıldırım, kişinin tehlikesinden kaçınamayacağı, ancak kolayca gözlenebilen önemli bir olgudur.Yalıtkan engelleri sarsma gücüne sahip milyonlarca voltu bünyesinde barındırır, ancak akımı küçük çaplı iletkenlerden geçer.Komşu metal yapıları ve iletkenleri keşfetmek konusundaki merakı nedeni ile doğru veya yanlış şekilde akımını daha kolay aktarabileceği bir çıkış noktası bulmayı ümit eder.Etkili olmayan engellerle yolunu kesmek yerine uygun sistemler bağlantısıyla yolunu açmak daha akılcıdır.??
??Yıldırım, ürettiği elektriksel alandan sağladığı bir çeşit duyarlılığı sayesinde çevresindeki alanlı keşfeder. Söz konusu olan elektriksel gücü uygulayarak iletkenlere geçme olanağı verir.Her koruma sisteminin ardındaki esas amaç , bu güçlerin faaliyete geçirebilecek durumları önlemektedir.?
Bu temsili dil, yıldırımı fiziksel gerçekliğini karakterize etmektedir.
Fırtına Bulutu ; Yıldırım cumulo nimbus bulutları tarafından meydana gelmektedir. Bulutların üst tarafı pozitif yüklü buz kristallerinden oluşurken tabanı negatif yüklü su damlacıklarından oluşur. Pozitif/negatif yük farklılıklarının sebebi atmosferik türbülanstır.

 


Yükler arasında yüksek yoğunlukta elektriksel bir alan oluşur ve bu alan dağılma noktasına ulaştığında bir elektriksel deşarj meydana gelir.Bu deşarj; bulutla bulut arasında şimşek çakması şeklinde olduğu gibi bulutla yer arasında yıldırım düşmesi şeklinde de oluşabilir.Atmosefr olayları sırasında yerdeki elektriksel alan yaklaşık -100V/m?dir.Fırtına (negatif fırtına)yaklaştıkça bu 10-20Kv/m civarında pozitif bir değere dönüşür. Bulut ile yer arasındaki potansiyel fark onlarca mega volt değerindedir.
Deşarj Olayı ; Genellikle yüklü olan bulut tabanında, izleyici (tracer)olarak bilinen düşük ışıklıkta bir boşaltım gerçekleşir. Bu yer altında yol alır ve metrelerce derine iner. Hatta bu bir boşaltım serisidir.Her biri önceki tarafından iyonize edilen yolu izleyerek ortalama 40-100 µs aralıklarla 0.5-1 µs ilerleme hızıyla meydana gelir
Yere yaklaştıkça izleyicinin yoğun yüklü ucu, kendisinin dikey yönde altında bulunan elektriksel alanın önemli derecede azalmasına neden olur. Olası değerler 400 ile 500 Kv/m?dir. Yıldırıma yakın noktalarda (ağaçlar, bacalar,paratonerler vb.)atmosferik hava iyonlaşma eşiğine ulaştığında (30 Kv/m)akımlar oluşur.Alan değerlerinin en yüksek olduğu yerde bu akım pozitif dikey bir deşarja dönüşür. En fazla tetikleyici olan veya en hızlı hareket eden akım yüklenir. Bu fırtına bulutu ile yer arasında bir iyonize kanal oluşturarak kusursuz elektriksel bir bağlantıya yol açar.
Yükünü nötralize eden ve yerden buluta uzanan bir dönüş akımı oluşur . 0.2 ? 1 saniye aralığında , çok yüksek yayılma hızıyla kesintisiz olarak birçok akımın dönüşümü meydana gelebilir.
Yıldırımın ana etkileri aşağıdaki gibidir :
Temel Etkileri: Bu etkiler , yıldırım çarpması sırasında içerdiği yük miktarıyla bağlantılıdır.özgül direncin yüksek olduğu materyaller için, etki bölgelerinde çeşitli erime noktalarına neden olmaktadır. Az iletken materyaller üzerinde yüksek miktarda ısı şeklinde bir enerji açığa çıkmaktadır.İçerdikleri nem, patlamayla sonuçlanabilecek ani bir yüksek basınca neden olmaktadır.
Yıldırıma Bağlı Etkileri: Toprağın özgül direnci topraklamayı dirençli bir duruma getirmekte ve bu nedenle yıldırım akımının içinden geçtiği zaman tesisin potansiyelindeki ani bir artışı önlemede yetersiz olmaktadır.Bu da çeşitli metal parçaları arasındaki potansiyelde farklılıklar yaratmaktadır. Bundan dolayı metal parçaları arasında topraklama ve bağlantıların çok dikkatli bir şekilde tasarlanması ve alt iletkenlere bağlantısının yapılması gerekmektedir.

 
Elektrodinamik Etkileri : Bu etkiler , yıldırım akımının geçtiği yolun bir kısmının diğer bir kısmın manyetik alanı içinde olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır.Bu , yıldırımın birbirlerine çok yakın olarak konulmamış iletkenler arasından geçti zamanlarda itme ve çekme kuvvetleri oluşmaktadır.
Elektrokimyasal Etkileri : Bu etkiler göz ardı edilebilir niteliktedir ve topraklama (topraktaki stray akımlar ile karşılaştırıldığında) üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
Akustik Etkileri ? Gök gürültüsü : Gök gürültüsü , yıldırımın çarpması sırasında elektrodinamik kuvvetlere maruz kalan boşalma kanalındaki ani basınç artışlarına (2-3 atmosfer ) bağlı olarak gerçekleşmektedir.Şok dalgalarıyla meydana gelen örtüşen bileşenlerin yayılımı, yüksek frekanslar için kanala dik açı yapacak şekilde düşük frekanslar için her istikamette olmaktadır. Bunun sonucu olarak, gözlemcinin yıldırım kanallarına olan mesafesi ve kanalların izlediği yöne göre farklılık gösteren bir dizi gümbürtü ve çatırdama meydana gelmektedir.

 
İndüksiyon Etkiler : İndüksiyon etkileri genellikle korunma sistemleri için en zorlu mücadeleyi gerektiren etkiler olmaktadır. Yıldırım bir yere yaklaştığı ve buranın iletkenleri arasından geçtiği zaman , yüksek ve bazen de yıkıcı indüklenmiş gerilim üreterek manyetik bir değişim yaratmaktadır.Yıldırım iletkeni aşağı anterlinleri ve elektrik devreleri arasında elektromanyetik luplar oluşturabilmektedir. Bu nedenle korunma sistemlerinin çok dikkatlice tasarlanmış olmalı ve gerekli her ek korunma araçlarını ihtiva etmelidir.

 
Işık Etkileri : Yıldırım çarpması , bunu gözlemleyen kişinin retinasında bir imge yaratmakta ve görüşünü tekrar kazanmasından önceki birkaç saniyelik bir süre boyunca gözünün kamaşmasına neden olmaktadır.
Dolaylı Etkileri: Ofset potansiyel veya tempo gerilimi. Topraktaki yıldırım akımlarının dağılımı arazinin yapısına bağlı olmaktadır.Heterojen bir toprak , komşu iki nokta arasında tehlikeli potansiyel farkları oluşturabilmektedir.


Hidro Elektrik Santraller Nasıl Çalışır?
    Suyun hareket enerjisinden elektrik enerjisi üreten santrallere hidro elektrik santraller denir.
 Barajlarda su biriktirildiğinde suya potansiyel enerji kazandırılır. Potansiyel enerji kazanan su yüksekten bırakılınca suyun potansiyel enerjisi kinetik enerjiye dönüşür ve hızla akan su türbinleri dönderir (türbinlerin pervanelerine çarparak türbinleri dönderir). Türbinler dönünce türbinlere bağlı olan jeneratörler döner ve elektrik enerjisi (alternatif akım) üretilir.
   Hidro elektrik santrallerde, suyun potansiyel enerjisi önce kinetik enerjiye sonra da elektrik enerjisine çevrilir. (Çevresel kirlenme açısından en zararsız santrallerdir).



 

Elektrik Enerjisinin Santrallerden Dağıtımı Nasıl Olur?

 Elektrik santrallerinde elde edilen elektrik enerjisi kullanılacağı yerlere enerji nakil hatları sayesinde iletilir. Elektrik enerjisinin nakli sırasında direnç nedeniyle ısı enerjisi açığa çıkacağı için elektrik enerjisinin ısı enerjisine dönüşmesini yani enerji kaybının önlemek amacıyla elektrik akımının şiddeti azaltılır, voltajı (gerilimi) arttırılır. Elektrik akımının şiddetini değiştirme için de transformatörler kullanılır. (Elektrik akımının şiddeti büyük olmuş olsaydı daha kalın teller kullanılması gerekirdi. Bu da maliyeti arttırırdı).
 Elektrik santrallerinde üretilen elektrik enerjisinin gerilimi 20.000 – 25.000 volt kadardır. Bu gerilim, santrallerdeki transformatörler ile 200.000 – 400.000 volta kadar yükseltilir ve enerji nakil hatları ile yerleşim birimlerine kadar taşınır. Yerleşim birimlerine gelen elektrik enerjisinin gerilimi, kullanılacağı yerlere göre transformatörlerle yani trafolarla düşürülür.
 Evlerde kullanılan elektriksel voltaj 220 volttur.
 



Elektrik Enerjisinin Ölçülmesi

 Elektrik bir enerji türüdür. Elektrik enerjisi ile çalışan araçların birim zamanda harcadığı enerjiye (yaptığı işe) elektriksel güç denir. Güç, P ile gösterilir ve skaler bir büyüklüktür. Günlük hayatta kullanılan elektrik enerjisi kwatt.sa birimi cinsinden ölçülür.
 

Nükleer Santraller Nasıl Çalışır?

 Uranyum, toryum ve plütonyum gibi radyoaktif elementlerin (yüksek enerji yani radyasyon yayan elementler) parçalanması sonucu açığa çıkan ısı enerjisinden elektrik enerjisi üreten santrallere radyoaktif santraller denir.
 Nükleer santrallerde atomların parçalanmasını sağlayan üniteye reaktör denir. Atomlar reaktörlerde parçalandığında açığa çıkan (nükleer) enerji ile kazanlardaki su ısıtılır ve elde edilen su buharı buhar kazanlarında toplanarak basıncı arttırılır. Yüksek basınçlı su buharı türbinlere püskürtülür ve türbinleri dönderir. Türbinler dönünce türbinlere bağlı olan jeneratörler döner ve elektrik enerjisi (alternatif akım) üretilir.
 Nükleer santrallerde oluşabilecek radyoaktif (nükleer) sızıntı, çevre kirliliğine yol açar.
 


Termik Santraller Nasıl Çalışır?

 Fosil yakıtların (petrol, kömür, doğal gaz) yakılmasıyla elde edilen ısı enerjisi sayesinde elektrik enerjisi üreten santrallere termik santraller denir.
 Termik santrallerde fosil yakıtla yandığında açığa çıkan ısı enerjisi ile kazanlardaki su ısıtılır ve elde edilen su buharı buhar kazanlarında toplanarak basıncı arttırılır. Yüksek basınçlı su buharı türbinlere püskürtülür ve türbinleri dönderir. Türbinler dönünce türbinlere bağlı olan jeneratörler döner ve elektrik enerjisi (alternatif akım) üretilir.
 Termik santrallerde, fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan kül ve duman çevre kirliliğine yol açar.


 


Transformatörler
Alternatif akımın gerilimini (potansiyel farkını = voltajını) değiştirmek yani yükseltip alçaltmak için kullanılan araçlara transformatör denir.
Transformatörler, demir çerçeve üzerine sarılan ve birbirine dokunmayan iki bobinden oluşur. Transformatörlerdeki bobinlerin sarım sayıları birbirinden farklıdır.
Transformatörlerde;
• Değiştirilmek istenen voltajın uygulandığı bobine (sarıma) primer (birincil) bobin (sarım) denir.
• Primer bobine uygulanan (değiştirilmek istenen) voltaja (gerilime) primer (birincil) voltaj (gerilim) denir.
• Primer bobinden geçen (değiştirilmek istenen) akıma primer (birincil) akım denir.
• Değiştirilmiş voltajın alındığı bobine (sarıma) sekonder (ikincil) bobin (sarım) denir.
• Sekonder bobinden (değiştirilmiş olarak) alınan voltaja (gerilime) sekonder (ikincil) voltaj (gerilim) denir.
• Sekonder bobinde oluşan (sekonder bobinden geçen) (değiştirilmiş olarak alınan) akıma sekonder (ikincil) akım denir.
Transformatörlerde, primer bobine alternatif akım uygulandığında, primer bobinin sarıldığı demir elektromıknatıslık özelliği kazanır ve etrafında magnetik alan yani magnetik alan kuvvet çizgileri oluşturur. Alternatif akımın yönü sürekli değiştiği için oluşan elektromıknatısın kutupları da değişir.
Primer bobinin oluşturduğu magnetik alan kuvvet çizgileri sekonder bobinden geçer ve sekonder bobinde indüksiyon akımı oluşur. Sekonder bobinde indüksiyon akımı oluşmasının nedeni, primer bobinin oluşturduğu kuvvet çizgilerinin sayısının ve yönünün alternatif akım nedeniyle sürekli değişmesidir.
Sekonder bobinin sarım sayısı farklı olduğu için sekonder bobinde oluşan indüksiyon akımı da farklı olur. Sekonder bobindeki indüksiyon akımı farklı olduğu için sekonder bobinde, primer bobine göre farklı voltaj (potansiyel fark = gerilim) oluşur.
• Transformatörler, sadece alternatif akımın gerilimini değiştirirler. Doğru akımla çalışmazlar. (Bunun nedeni alternatif akımın primer bobinde oluşturduğu elektromıknatısın kuvvet çizgilerinin sayısının ve yönünün değişmesi, doğru akımın oluşturduğu elektromıknatısın kuvvet çizgilerinin sayısının ve yönünün değişmemesidir).
• Transformatörlerde her iki bobindeki elektriksel güçler birbirine eşittir.
• Transformatörlerde, bobindeki sarım sayısı potansiyel fark ile doğru orantılı, akım şiddeti ile ters orantılıdır.
• Bir transformatörde;
– Primer bobindeki sarım sayısı, sekonder bobindeki sarım sayısından fazla ise veya,
– Primer voltaj, sekonder voltajdan fazla ise veya,
– Primer akım, sekonder akımdan küçük ise böyle transformatörlere alçaltıcı (düşürücü) transformatörler denir.
• Bir transformatörde;
– Primer bobindeki sarım sayısı, sekonder bobindeki sarım sayısından az ise veya,
– Primer voltaj, sekonder voltajdan az ise veya,
– Primer akım, sekonder akımdan büyük ise böyle transformatörlere yükseltici transformatörler denir.
• Bir transformatörde sekonder voltajın, primer voltaja oranına değiştirme oranı denir.

İndüksiyon (İndükleme) Akımı Nedir?
 Üreteç kullanılmadan mıknatıs veya magnetik alan kullanılarak elde edilen akıma indüksiyon akımı veya indükleme akımı denir.
 Bir iletken telden elektrik akımı geçirildiğinde, iletken tel etrafında magnetik alan oluşturuyorsa, magnetik alan sayesinde de iletken telde elektrik akımı oluşturulabilir. Elektrik akımının oluşabilmesi için, elektrik yüklerinin yani elektronların iletken telde hareket etmesi gerekir. İletken telde elektronların hareket etmesini mıknatısın magnetik alanı sağlar.
 İçi boş demir borunun (çubuğun veya silindirin) üzerine iletken telin sarılmasıyla elde edilen düzeneğe bobin veya akım makarası veya selenoid denir.
 Bobinin içerisine bir çubuk mıknatıs hızlı bir şekilde girdirilip çıkartılırsa, bobinin uçlarına bağlı olan mili ampermetrenin ibresinin saptığı gözlenir. Mili ampermetrenin ibresinin sapması bobinden yani devreden yani iletken telden elektrik akımı geçtiğini gösterir. İletken telde, üreteç kullanılmadan mıknatıs ile elde edilen bu akım indüksiyon akımıdır.
 İndüksiyon akımının oluşmasının nedeni, kapalı devre halinde bulunan bobinin üzerindeki iletken telden (iletken telin içinden) geçen magnetik alan kuvvet çizgilerinin sayısının sürekli değişmesi ve kuvvet çizgileri (magnetik alan) sayesinde iletken teldeki elektrik yüklerinin yani elektronların hareket etmesidir.

 a) İndüksiyon Akımının Bağlı Olduğu Faktörler :
 İndüksiyon akımının büyüklüğü iletken teldeki kuvvet çizgilerinin sayısına ve değişme hızına bağlıdır. Bu nedenle indüksiyon akımının büyüklüğü;

 1- Bobindeki sarım sayısına bağlıdır ve doğru orantılıdır.
 2- Mıknatısın magnetik alan şiddetine yani çekim gücüne yani magnetik alan kuvvet çizgilerinin sayısına bağlıdır ve doğru orantılıdır.
 3- Mıknatısın bobine (veya bobinin mıknatısa) girdirilip çıkartılma hızına bağlıdır ve doğru orantılıdır.
 4- Mıknatıs ve bobinin arasındaki uzaklığa bağlıdır ve ters orantılıdır.

 b) İndüksiyon Akımının Özellikleri (Sonuçlar) :

 1- İndüksiyon akımının oluşması için gerekli şart, bobindeki iletken telden geçen magnetik alan kuvvet çizgilerinin sayısının sürekli değişmesidir.
 2- İndüksiyon akımı, mıknatısın (magnetik alanın) veya bobinin hareketi sayesinde oluşur.
 3- Mıknatıs ve bobin hareketsiz durumda iken, bobindeki iletken telden geçen magnetik alan kuvvet çizgilerinin sayısı değişmediği için indüksiyon akımı oluşmaz. (Elektron akışının sürekli olabilmesi için magnetik alan kuvvet çizgilerinin sayısının değişmesi gerekir).
 4- İndüksiyon akımı iki yönlüdür. Mıknatıs bobine girerken akım bir yönde oluşurken, mıknatıs bobinden çıkarken akım ters yönde oluşur.
 5- Mıknatısın bobine giren kutbu değişirse, indüksiyon akımı yön değiştirir.
 6- Elde edilen indüksiyon akımının şiddeti sürekli değişir yani artar veya azalır. İndüksiyon akımının şiddetinin sürekli değişmesinin nedeni, bobindeki iletken telden geçen magnetik alan kuvvet çizgilerinin sayısının sürekli değişmesidir. (İndüksiyon akımının şiddetinin sürekli değişmesinin nedeni magnetik alan kuvvet çizgileri sayesinde iletken telden geçen elektron sayısının değişmesidir).
 7- İndüksiyon akımı, mıknatıs ve bobin yardımıyla hareket enerjisinden elektrik enerjisi elde edilmesi sonucu oluşur.
 8- İndüksiyon akımı, elektro magnetik kuvvet sayesinde oluşur.

 NOT : 1- İndüksiyon akımının yönü, kendini doğuran neden karşı kayacak şekilde oluşur.
 (Lenz Kanunu)
 2- Mıknatısın hareket yönü, oluşan indüksiyon akımının yönüne terstir.
 3- İndüksiyon akımı 1831’de Henry Faraday tarafından bulunmuştur.
 4- İndüksiyon akımı oluşurken, bobindeki iletken telde bulunan elektrik yüklerine yani elektronlara, mıknatısın magnetik alanı elektro magnetik kuvvet uygular ve bobindeki iletken telde bulunan elektronlar bu kuvvet etkisiyle hareket ederek kutuplanır ve potansiyel fark oluşturur.

 F = q . V . B . sin?




 

Jeneratör Nasıl Çalışır? Transformatör Ne İşe Yarar?

Hareketsiz duran bir bobinin içinde hareket ettirilen bir mıknatıs, bobin üzerinden elektrik akımı oluşmasına neden olur. Bir çubuk mıknatısın hareketi elektrik akımı oluşturmuştur. Jeneratör; hareket enerjisinden elektrik enerjisi üreten araçlara verilen isimdir. Jeneratörleri, elektrik motorlarını tersine çalışan bir araç olarak düşünebiliriz. Günlük hayatımızda kullandığımız elektrik enerjisi, güç santrallerindeki (elektrik santrallerindeki) jeneratörler yardımı ile üretilir.
• Elektrik santrallerinde jeneratörlerin elektrik enerjisi üretmesi için gerekli olan hareket enerjisi değişik yollardan sağlanır.
• Termik santrallerde kömür, fuel-oil gibi fosil yakıtlar yakılarak kazandaki su buhar haline getirilir. Oluşan yüksek basınçlı su buharı türbinin türbinin hareket etmesini sağlar ve elektrik enerjisi üretilir.
• Nükleer santrallerde ise kazandaki suyun buharlaştırılması nükleer enerji ilse sağlanır.
• Hidroelektrik santrallerde barajda biriken su yüksekten hızla akarak türbinin kanatları üzerine düşer. Böylece türbine bağlı jeneratörden elektrik enerjisi elde edilir.
(Transformatör: Elektrik enerjisi güç santrallerinde üretildikten sonra şehirlerimize 250000–500000 V arasındaki yüksek gerilimle taşınır. Elektrik enerjisini taşıyan tellere yüksek gerilim hattı denilmesinin sebebi de budur. Şehirlere gelen elektrik enerjisinin gerilimi düşürülür. Böylece gerilim evlerde kullanılan cihazların çalışmasına uygun hale getirilir. Ülkemizde evlerde kullanılan gerilim 220 V’tur. Şehir gerilimini yükseltmek veya düşürmek için kullanılan araçlara transformatör denir.) 

DOĞRU AKIM MAKİNALARINDA MEYDANA GELEN ARIZALAR

a.Arızanın Belirlenmesi
Elektrikli aygıtlarda meydana gelen her hangi bir olumsuzluğun (Arızanın) planlı bir şekilde bulunmasına Arıza Arama denir. Bir arızayı gidermek kadar, onun bulunmasının da önemli olduğu bilinmelidir. Zira arızayı küçük iken belirleyip gidermekle, sonradan meydana gelebilecek daha büyük arızaları önlemiş oluruz.
DA makinalarında meydana gelen arızalar çoğunlukla bakımsızlıktan, bilgisizce, kötü koşullarda kullanmadan meydana gelir ve mekaniksel veya elektriksel arıza olarak kendini gösterir. Bu arızaları saptamak için de önceden bazı bilgilere sahip olmak gerekir. Örneğin, bir dinamoda (DA generatöründe) meydana gelen arızayı saptamak için önceden; dinamoda emk in nasıl meydana geldiğini, dış devreye nasıl alındığını ve ne zaman azalacağını veya çoğalacağını bilmeliyiz. Bu tür bilgilere sahip olunduktan sonra arızanın belirlenmesi kolaylaşır.

b. Arızalar ve Onarımları
Doğru akım makinalarında meydana gelen elektriksel arızaları dört grupta toplayabiliriz.
• Kutup Sargılarında Meydan Gelen Arızalar
1. Devre Kopukluğu
Kopukluk; sarım sırasında dikkatsizlik, çekme, dışarıdan darbe veya bobin içinde meydana gelen kısa devre sonunda ortaya çıkabilir. Bu tür bir arızayı bulmak için, kutupların ara bağlantılarının yalıtkanlığı kaldırılıp seri lamba ile her kutup bobini ayrı ayrı kontrol edilir.
2. Kısa Devre
Bobin iletkenlerinin birbirine değerek akımın kısa yoldan devresini tamamlamasıdır ve sargıların yalıtkan maddesinin ısı, nem gibi dış etkiler nedeniyle yalıtkanlık özelliğini yitirmesinden dolayı meydana gelir. Bobin uçlarının birbirine ve en az iki yerden gövdeye dokunması sonucunda da kısa devre oluşabilir. Kısa devreyi bulmak için, bobinlerin ara bağlantılarının yalıtkanları açılır ve makinanın normal çalışma geriliminin yarısı kadar gerilim uygulanır. Bir voltmetre ile her kutup bobininin arasındaki gerilim ölçülür. Kısa devre olan bobinin uçlarında ölçülen gerilim, sağlam bobinlerde ölçülen gerilimden küçüktür.
3. Gövdeye Kaçak
Kutup sargılarının yalıtkanlıklarının bozulması sonucunda iletkenlerin, makinanın madeni gövdesine dokunması sonucu oluşan bir arıza türüdür. Aynı zamanda, birden fazla gövdeye kaçak, kısa devreleri meydana getirir. Arızayı bulmak için, kutup bağlantıları sıra ile açılır ve seri lamba ile her bobinde ayrı ayrı gövdeye kaçak aranır.
• Endüvi Sargılarında Meydana Gelen Arızalar
1. Devre Kopukluğu
Bu tür bir arıza, özellikle makine yüklendiği zaman kendini gösterir ve kopuk olan bobinin bağlı olduğu dilimlerde kararmalar oluşur. Arızalı bobin endüvi kontrol aleti (Grovler Cihazı) ile bulunur.
2. Kısa Devre
Kısa devre durumunda arızalı bobin fazla ısınır ve bağlı olduğu dilimlerde kararmalar oluşur, makine kıvılcımlı çalışır. Arızalı bobin grovler cihazı ile bulunur.
3. Gövdeye Kaçak
Bu tür bir arıza, birden fazla noktada oluşmuş ise endüvi ısınır ve makine kıvılcımlı çalışır. Sökülen endüvide, kollektör ile gövde arasına seri lamba ile bakılarak arıza bulunur.
• Kollektör ve Fırçalarda Meydana Gelen Arızalar
Kollektörde meydana gelen arızalar, dilimler arasında veya dilimlerle gövde arasında kısa devre olmasındandır. Özellikle dilimler arasındaki mikanın zamanla, yağ, kömür tozu, pislik ve arktan dolayı kömürleşmesi sonucunda, mikalar arasında kısa devre meydana gelir. Dilimlere gelen bobin uçları ayrılır ve komşu dilimler seri lamba ile tek tek kontrol edilir. Bu sırada, seri lamba uçları dilimler üzerinde fazla tutulmamalı, mümkünse düşük gerilimli ve küçük güçlü bir lamba ile kontrol yapılmalıdır. Kontrolden sonra kömürleşmiş mikalar, ince ağızlı demir testere ucu veya çakı ile temizlenmelidir.
Fırça arızaları ise, kömürlerin zamanla küçülmesi, kırılması veya fırça-yay basınçlarının azalmasından dolayı oluşur. Kınlan ve küçülen fırçalar yenileri ile değiştirilir. Yay basınçları ise yeniden ayarlanır veya yenileri ile değiştirilir. Değiştirilen fırçalar fırça yuvalarına, fırçaların kollektöre dokunan bölümleri ise kollektör yuvarlağına göre iyice alıştırılmalıdır. Eğer fırçalar yerlerinden kaymışlarsa, kollektörde ark meydana gelir. Bu taktirde makine yük altında çalışırken, fırça tutucuları en az ark oluşan yere getirilip monte edilir.
• Yatak ve Mekanik Arızalar
Yataklar, zamanla veya bakımsızlıktan bozulabilir. Yatakların bozulması, makinanın çalışmasına engel olur. Yataklarda ısınma olursa veya endüvi mili aşınırsa, hemen sökülüp kontrol edilmelidir. Diğer yandan kapakların gövdeye iyi tutturulmaması sonucunda endüvi nüvesi, kutup pabuçlarına sürterek sıkışmalara ve ısınmaya, hatta kutup sargılarının kopmasına neden olabilir.
Elektrik makinalarındaki arızalar özellikle yağ, toz ve pisliklerin bobinler ve kollektör dilimleri arasına girerek, yalıtkanlığı bozması sonucunda meydana gelir. Makine periyodik olarak temizlenerek yalıtkanlık muayenesi yapılmalıdır. Yalıtkanlıkta azalma varsa, makine fırınlanarak kurutulmalıdır.
ASENKRON MAKİNE SARGILARINDA MEYDANA GELEN ARIZALAR
Asenkron makinalarda 'meydana gelen arızalar genel olarak,
a.Elektriksel arızalar
b. Mekaniksel arızalar şeklinde iki başlık altında toplanabilir.
a. Elektriksel Arızalar
Bu tür arızaların bazıları sarım hatalarından, bazıları da kullanım hatalarından kaynaklanmaktadır.
1. Gövdeye kaçak 2. Bobin grupları arasında kısa devre 3. Bobinler içerisinde kısa devre 4. Bobinlerde veya bağlantılarda kopukluk 5. Bobin gruplarındaki bobinlerde terslik 6. Bobin gruplarında terslik 7. Bobinlerde yanlış gruplandırma 8. Çalışma gerilimine göre yanlış bağlantı 1. Gövdeye Kaçak
Motor gövdesiyle bobinler arasında meydana gelen elektriksel temasa gövdeye kaçak denir. Kaçağın meydana gelme nedenleri:
• Kapakları gövdeye bağlayan civataların bobinlere teması • İletkenlerin oyuk ağızlarına teması • Santrifüj anahtardan gövdeye kaçak
Bu tür arızaların onarımı için, öncelikle hangi iletkenin gövdeye temas ettiği araştırılır. İlk olarak, seri lamba kullanılarak, faz giriş uçları ile gövde arasında kontrol yapılır. Daha sonra, seri lambanın yandığı faza ait bobin grup bağlantıları açılarak, arızanın hangi bobin grubunda olduğu aranır. Bu arama işlemi, arıza yerinin bulunmasına kadar devam eder. Kaçak yeri bulunduğunda, oyuğun yalıtkanı takviye edilir veya bobin grubu yenilenir.
2. Bobin Grupları Arasında Kısa Devre
Bu arıza türü, genellikle bağlantılar sırasında bobin gruplarının yanlışlıkla başka fazlara bağlanmasından meydana gelir veya bobinler yerleştirilirken, çizilme nedeniyle değişik fazlara ait bobinlere temas etmesi sonucunda oluşur. Klemens bağlantı uçları açıldıktan sonra, faz sargısı uçlarına doğru akım uygulanır. Bir pusula ile stator içerisinde manyetik alan kontrolü yapılır. Normal durumda kuzey ve güney yönlerinin bir birine eşit olması gerekir. Pusulanın yön göstermediği bobin grubunda arıza araştırılır. Ayrıca motor kısa bir süre yüksüz çalıştırılarak faz akımları ölçülür ve akımlardan birisinde dengesizlik varsa, o fazda kısa devre olduğu anlaşılır. Bu sırada arızalı faza art bobinlerin ısındığı görülür.
3. Bobinler İçerisinde Kısa Devre
Bobin iletkenleri içerisinde iki veya daha fazla iletkeninin birbiri ile elektriksel temas etmesi, kısa devrelere neden olur. Bobinlerin oyuklara yerleştirilmesi sırasında çizilen iletkenlerin birbirine temas etmesi kısa devreyi meydana getirir. Bunun yanı sıra, aşırı yük nedeniyle meydana gelen ısının yalıtkanlığı bozması sonucunda da kısa devre meydana gelir. Motor yüksüz çalıştırılarak akımlardaki eşitlik kontrol edilir. Farklı akım çeken faz bulunarak arızalı bobin grubu ve dolayısıyla arıza saptanır. Arızalı bobin yeniden sarılır.
4. Bobinlerde veya Bağlantılarda Kopukluk
Klemens tablosunda gevşeme, bobin grupları bağlantı yerlerinde gevşeme ve kopukluk, herhangi bir nedenle bobin iletkenlerinde kopma, bu tür bir arızayı meydana getirebilir. Motorun çalışmasında manyetik bir gürültü olarak ortaya çıkar. Eğer kopukluk bir fazda meydana gelmiş ise, motor iki faza kalacağından bir süre sonra aşırı akım çeken iki faz sargıları ısınır. Klemens tablosundaki bağlantı köprüleri sökülerek, seri lamba ile faz uçları arasında kontrol yapılır. Arızalı faz sargılan saptandıktan sonra, bu kez bobin gruplarının bağlantı yerlerindeki makoronlar sıyrılarak seri lamba ile arızalı bobin grubu veya bağlantı yeri aranır. Arıza bağlantıda ise yeniden lehimlenir, bobinde ise yeniden sarılır.
5. Bobin Gruplarındaki Bobinlerde Terslik
Bobin gruplarının bağlantılarındaki çıkış-çıkışa veya çıkış-girişe şeklindeki uygulamanın yanlış yapılmasından ileri gelir. Bu nedenle yanlış bağlanan faz sargısında ters kutuplaşma olur. Ayrıca bobin grubu içerisinde, bobinlerin oyuklara ters yerleştirilmesi sonucunda da meydana gelebilir. Motor faz akımlarının dengesiz olması ve motorun iniltili çalışması şeklinde kendini gösterir. Dengesiz akım çeken faz sargısı belirlenerek, o faza art bobin gruplarında arıza, pusula yöntemi ve göz ile aranır.
6. Bobin Gruplarında Terslik
Bir faza art bobin grubunun diğer fazın bobin grubu ile bağlanması sonucunda meydana gelir. Pusula ile yapılan kontrolde;N-S-N-S şeklinde kutuplaşma olması gerekirken yan yana aynı adlı kutupların bulunması, o gruptaki yanlış bağlantıyı gösterir. Ters bağlantı yapılan bobin gruplarının bağlantı yeri açılarak düzeltilir.
7. Bobinlerde Yanlış Gruplandırma
Kutupta faz başına düşen oyuk sayısı C değerinin büyük çıkması (4,6,8) durumunda bobinler dörtlü, altılı şeklinde değil de ikili veya üçlü sarılıp, sonra ekleme yapılarak bobin grubu oluşturulur. Bu grup oluşturma, bütün bobinler oyuklara yerleştirildikten sonra yapılırsa, yanlışlıkla değişik fazlara ait bobinler birbiri ile eklenerek yanlış gruplandırma meydana getirilir. Arıza, motorun dengesiz akım çekmesi ve iniltili çalışma ile kendini gösterir. Uzun süre bu şekilde çalışırsa sargılar ısınır.
8. Çalışma Gerilimine Göre Yanlış Bağlantı
Motor bağlantılarının, seri-yıldız, seri-üçgen, paralel-yıldız ve paralel-üçgen şeklinde olması gerekirken, yanlış yapılması sonucunda bu arıza meydana gelir. Motor boşta ısınır ve gürültülü çalışırsa, bağlantı şeklinin yanlış olduğu anlaşılır. Ayrıca, motor boşta normal devrinde döner, yüklendikçe devir sayısı ve gücü düşerse, yine bağlantı yanlışlığı yapıldığı anlaşılır. Bu durumda bağlantılar tekrar kontrol edilir.
b. Mekaniksel Arızalar
Bu tür arızaların başında, yatak sıkışması gelmektedir. Rulmanların yağsız kalması, aşırı ısınması, bilyelerin dağılması gibi nedenlerle yataklarda sıkışma meydana gelmektedir. Ayrıca motor montajı sırasında kapakların doğru kapatılmaması sonucu, rotor milinde kasıntı meydana gelerek rotorun dönüşünü zorlaştırmaktadır.
HARD DİSK TAMİRİ
Genel harddisk elektronik kart arızalarından biri de bir nevi sigorta olarak kullanılar ve üzerinde 0 yada 000 değer yazan dirençlerin yanması olayıdır. Bu durumda harddiske elektrik gelmez ve çalışmaz hale gelir. Sırada sağlamlık kontrolünü yapacağımız dirençler var. Kontrollerimizi aşağıdaki dijital ölçüm cihazı ile yapacağız.


 Ölçüm konumunu resimde kırmızı ile gösterilen buzer kısmına alalım. Bu kısım şu işe yarıyor. Ölçüm cihazını bu kısma aldığınızda kırmızı (+) ve siyah (-) ucu birbirine değdirdiğinizde DIIIIT diye ikaz sesi verir. Bu şu manaya gelir: iki uç arasında iletişim vardır. Kısa devre durumlarında da aynı sesi verir. Ama sigorta ölçerken cihazı 1 i gösterir. Kısa devre durumunda 0 (sıfır) olur. Ölçüm yapacağız dirençleri ve ölçüm cihazını ve ölçüm modunu anlattık. Sıra nasıl ölçüleceği konusuna geldi. Aşağıdaki resimdeki gibi ölçüm cihazının uçlarını dirençlerin 2 ucuna değdirdiğinizde DIIIT diye ses geliyor ve ölçüm cihazı göstergesi 0 (sıfır) konumuna gelir. Sıfır konumuna gelmesi şu demektir. 2 uç arasında hiç direnç yok direkt geçiş vardır. Bu bir nevi sigortadır. Yüksek akımda harddisk elektronik kartının diğer devrelerinin korunması için bu direnç feda edilebilir. Eğer yukarıdaki gibi ölçüm cihazı 0 (sıfır) konumuna gelmiyorsa ve DIIIT sesini duymuyorsanız ölçtüğünüz ve üzerinde 0 yada 000 yazılı olan direnç arızalı demektir. Direnci söküm değiştirmelisiniz. Yada tavsiye etmemekle beraber acil durumlarda iki ucu ince bir tel ile lehimlemeli yada direnci söktükten sonra iki uc arasına lehimden köprü kurabilirsiniz

KOMBİ ARIZALARI
   KOMBİ ARIZALARI

1-Kombi hiç çalışmıyorsa

a)Günümüzde kullanılan birçok kombi içerisinde su olmadığı zaman emniyet olarak çalışmamaktadır. Suyu bitmiş olabilir. Standart su basıncı 1.5 bardır.
b)Elektrik şalteri acık olmayabilir
c)Gaz vanası kapalı olabilir
d)Gaz vanası açıkken cihaz çalıştırılmak istenmiş ise ikaz (kırmızı lamba) yanıyor olabilir
e)Kombinin ön panelindeki (yaz/kış) konum anahtarı istenilen konumda olmayabilir.
f)Kombiniz pilotlu ise pilot alevi yanmıyor olabilir.


 2-Kombi çalışıyor ısıtmıyorsa
a)Kalorifer termostat derecesi düşük olabilir
b)Kalorifer dönüş hattındaki filtre tıkalı olabilir
c)Peteklerin ve boru hatlarının temizlenmesi gerekebilir.
d)Kombinin ısıyı algılayan aksamlarında sorun olabilir.
e)Petekler kapalı olabilir( alt ve üst vana acık olacak)

3-Kombi patlamalı yanıyorsa

a)Cihaz yanmak üzereyken birkaç saniye geç yanarsa,İçeride gaz birikmesi olur bu nedenle şiddetli bir yanma olacağından gaz ve çakmak ayarlarının kontrolü gerekmektedir
b)Cihaza yıllık bakım yapılması gerekmektedir.

 4-Sıcak su açıldığında petekler çok ısınıyor
a)Bu arıza meydana geldiğinde musluktaki sıcak su akışında dalgalanma olması gerekir. Bir ısınır bir soğur. Normalde sadece musluğa gitmesi gereken
sıcak su ikiye bölünür. Cihaz siz suyu açtığınızda kalorifer kısmını kapatma işlemini tam anlamıyla yapamadığından bu sorun ortaya çıkar.

 5-Radyatörlerin üstü sıcak altı soğuk
a)Filtre tıkalı olabilir
b)Peteklerdeki su kirli olabilir
c)Cihazın kısmi yük ayarında sorun olabilir
d)Cihazın sıcak su ve kalorifer ayrıştırıcı parçalarında aksama olabilir.
e)Kalorifer tesisatınızın döşenme seklinde yapılmış bir hata olabilir
f)Kombiye yakın petekleri kısarsanız uzak peteklere su daha hızlı ulaşır

 6-Kombi su akıtıyor.
a)Cihazın suyunu gereğinden fazla doldurmuş olabilirisiniz(1.5 bar olmalıdır)
b)Cihazın tesisat bağlantılarında aşınmalar olabilir.
c)Kombinin imbisat deposunda problem olabilir(genleşme problemi)
d)Hava tahliye arızalanmış olabilir başvurunuz
e)kombinizin su doldurma vanası arızalı olabilir
f)radyatörün hava alma yerinden su basıncını düşürünüz.

 7-Kombi ses yapıyor
a)Cihazın fan motorunda problem olabilir
b)Cihazın devir daim motorunda problem olabilir
c)Cihazın haznesindeki suda hava olabilir
d)Cihazın sıcak su ile kaloriferi ayrıştırıcı parçalarda hata olabilir(üç yollu vana)

 8-Kombi sıcak su vermiyor
a)Su açıldığında cihaz yanıyor fakat ısıtmıyorsa suyu gereğinden fazla açmış olabilirsiniz (kış aylarında)
b)Isınan suyun bir kısmı kalorifer sistemine karışıyor olabilir
c)Sıcak su hattına baksa bir yerden su karışması olabilir
d)Cihazın sıcak su ile ilgili aksamlarında problem olabilir

Çamaşır Makinesi Arızaları Ve Tamiri

Çamaşır Makinesi Arızaları ve Tamiri Hakkında Faydalı Bir Yazı
Hayatımızda önemli bir yere sahip olan çamaşır makinelerinde ortaya çıkacak bir arıza sebebiyle çamaşırlarımızın yıkanmaması, yeteri kadar temiz olmaması hatta çamaşırlarımızın zarar görerek kullanılamaz hale gelmesi gibi problemlere sebep olabilir. Çamaşır makinesi arızalarının bazıları bizim kullanım hatalarımızdan bazıları ise elimizde olmayan tesisat problemlerinden oluşabilirler. Bu arıza veya problemlerden bazılarına ve çözüm önerilerine bakacak olursak :

-Çamaşır makinesinin çalışmasını engelleyecek bir durum olarak su almamasını gösterebiliriz. Bu durumda su vanaları kontrol edilir, burada problem yoksa makinenin su giriş hortumlarında bükülme veya tıkanma olabilir. Burada hortumun düzeltilmesi, filtrelerin temizlenmesi veya kapağın kontrol edilmesi fayda sağlar.
-Çamaşır makinesinin suyu boşaltmaması durumunda ise bu sefer boşaltma hortumlarına aynı kontroller yapılır veya filtreler temizlenir. İlave olarak pompa motorunun bozulma ihtimali de kontrol edilmelidir.

 -Su tahliyesinin yapıldığı hortum makinenin yükseklik seviyesinden aşağıda ise makinenin su almasıyla bu suyu boşaltması bir olur. Bunu engellemek için tahliye hortumunu uygun yüksekliğe çıkarmak gerekir.
-Makinenin ayaklarının tam oturmamış olması sebebiyle makine çalışırken fazla ses veya titreme yapabilir. Bununla birlikte makine içindeki çamaşırların dengesiz ve tehlikeli yerleştirilmesi, makinenin sert bir yere temas etmesi de ses çıkarmasına sebep olabilir. Ek bir tamir olarak tamburun motordan bağımsız şekilde döndürülmesinde bir ses geliyorsa buradaki yatak keçe ve rulmanlarını değiştirmek gerekir. Ses motordan geliyorsa motor rulmanları değiştirilir. Rezistansın yerinden çıkması veya amortisörleride olan bir arıza da ses ve titremeye sebep olabilir.
-Deterjanın bulunduğu çekmecede aşırı köpük oluşması yanlış yapılan deterjan seçiminin bir sonucu olabilir.
-Deterjan çekmecesinden su kaçıran makine için su girişindeki su basınç seviyesinin düşürülmesi fayda sağlar. Bunun yanında çekmecenin sağlam oturmaması veya çatlamış olması bu sonucu verir.
- Su basıncının yeterli olmaması sebebiyle makine çalışması için yeterli deterjanı alamayabilir. Burada gelen su vanasının açılması gerekir.Deterjan çekmecesinin klepesini de bu durumda kontrol etmek gerekir.
-Makinenin altından su çıkması önemli bir problemdir ve çevreye zarar verir. Bunun sebebi olarak giriş çıkış hortumlarının yerinden çıkması, hortumların zarar görmeleri veya bağlantı kelepçelerinin gevşemesi verilebilir. Ya da kazanın delinmesi, kapı körüklü contanın delinmesi, rezistansın yerinden çıkması da bu duruma sebep olabilir. Bu noktaların böyle bir durumda sırayla kontrolü gerekir.