24 Mart 2013 Pazar
20 Mart 2013 Çarşamba
Posted by Adsız on 02:37
with No comments so far
Binlerce dergilik bir arşivim olmasa da, işe yarayan makaleler olan dergileri saklamak gibi bir huyum vardır (1975’ten beri çıkan hemen hemen tüm Elektor dergilerini kapsayan koleksiyonumu saymıyorum tabii!). Geçenlerde IEEE Computer Society tarafından çıkarılan Computer dergisinin Ekim 1996 sayısı elime geçti. 1996 yılına ait yazıları gülümseyerek okurken okur mektupları köşesinde bir mektup dikkatimi çekti. Mektubu ve İngilizce bilmeyenler için çevirisini aşağıda paylaşıyorum.
------------------------------------------------------
Editör’e:
Ted Lewis’in makalesine katılıyorum (Temmuz 96, sayfa 17-19, Alice Kablolu Diyarda, Harikalar Diyarı mı, Çöplük mü?). Şöyle diyor : “Joe Lunchbucket Internet üzerinden bir araba için 30,000 dolar ödemeyecektir”. Ben de Ortabatı’daki akrabalarımın mısır ve soya fasülyesi fiyatlarının gidişatına bakmak için bir bilgisayar alacaklarını hiç sanmıyorum. Tamam, Internet’e karşı tamamen kayıtsız değiliz, ama yakın arkadaşlarım ve akrabalarım 33.6 modem ya da ISDN yerine dostluğu ve yüz yüze görüşmeyi tercih ediyoruz.
Niye online olarak asla bir BMW almam? Çünkü bir 80586 işlemciye ya da CRT monitör’e sızlanamam da ondan. Online olarak pizza da sipariş etmem, çünkü sivilceli suratlı bir pizza dağıtıcısından pizzamın çöken sunucu yüzünden 3 saat geciktiğini dinlemek istemiyorum.
Biraz abartma gibi olacak ama, Harrison Ford ilk Siborg’u sorgulamadan önce biz bağlantısız yaşamaktan rahatsız olmayacağız.
Okuyucu adı (Arkadaş Wisconsin Üniversitesinde Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi!)
Ted Lewis’in cevabı : Bu Wisconsin Üniversitesi değil miydi 1960’larda zaman fazlalığından Matematik Binasını yakan? (Bu üniversite öğrencilerinin aktivist geçmişlerini ima ediyor. Merak edenler için olaylarla ilgili detaylı İngilizce kaynaklar burada ve burada var.)
------------------------------------------------------
Geleceği görememek böyle bir şey olsa gerek. Buna benzer pek çok hikaye vardır ama, ben de kendi bulduğum bu hikayeyi paylaşmak istedim. Geleceği görememek ile ilgili en ünlü hikayelerden biri Amerikan Patent Dairesi bakanı Charles Holland Duell’in 1902’de söylediği iddia edilen “bu tarihten sonra artık icat edilecek hiçbir şey kalmadı” sözüdür. Gerçi o da doğru değildir. (geleceği göremeyenlerin sözlerini paylaştığım yazıma buradan ulaşabilirsiniz)
Özetle; gelecek için neler söylediğinize dikkat edin! Bunu yazan öğrenci eğer hayatta ise bugünlerde 30’lu yaşlarının sonunda olmalı. Yazdığı bu mektup için şimdi neler düşünüyordur acaba?
12 Mart 2013 Salı
Posted by Adsız on 03:47
with No comments so far
25 Haziran 1982 tarihli "Elo Elektronik" dergisinden taradığım bir haber. Teknolojinin nerelerden nerelere geldiğine dair güzel bir gösterge. Alarm dahil her türlü (!) fonksiyonu olan saatte radyo FM bile değil, orta dalga. Üreticilerin bu teknoloji harikalarına güvenleri de şimdiki gibi değil anlaşılan. Sadece 100,000 tane satacağını öngörmüş. Gerçi o kadar satmış mıdır, ondan da şüpheliyim.
Zaman zaman bu tür nostaljik haber, yazı ve reklamları paylaşacağım. O zamanlar Alman Markı'nın değeri neydi bilemiyorum ama şimdi yüzüne bile bakmayacağımız özelliklere 40-50 EURO gibi bir fiyat isteniyor.
5 Mart 2013 Salı
Posted by Adsız on 02:48
with No comments so far
Hayatımızda sıradan olarak gördüğümüz bazı şeylerin toplandığında ne kadar fazla bir zamanımızı çaldığı hep söylenir, ama kendim oturup hesaplayınca rakamların çarpıcılığı daha da vurucu oldu. Bir Excel tablosu hazırladım ve tamamen kendi tahmini rakamlarımla bazı şeyleri hesapladım. Başlangıç noktası olarak bu hesabı 70 yaşına gelmiş bir insan için yaptım. Aslında bu iyi bir tahmin, çünkü Türkiye’de beklenen yaşam süresi 73-74 civarında.
- 70 yaşını bulan bir insanın yaşadığı gün sayısı : 25,550
- Günlük 8 saat uyuyan bu kişinin 204,400 saati, yani 8,517 günü uykuda geçiyor. Bu da 70 yıllık yaşamının 23.3 yılını uyuyarak geçirmesi anlamına geliyor!
- Günde 2 saatini yemeğe ayıran bu kişi, 2,129 gününü yani 5.8 yılını yemek sofrasında harcıyor.
- Hergün 15 dakika traş olmaya ya da makyaja ayırıyorsanız, hayatınızın 266 gününü yani yaklaşık bir yılın üçte ikisini hayat sürenizden düşebilirsiniz.
- Günlük yine 15 dakikasını tuvalette geçiren bir kişi, aynı şekilde hayatından 266 günü burada bırakıyor.
- 15 dakika duş/banyo, bir 266 gününüzü daha çalıyor.
- Diyelim ki 20 sene boyunca her gün işe gidip geldiniz, ve bu işe gidiş İstanbul gibi bir şehirde size 2 saate maloluyor; hayatınızdan bir 500 güne daha elveda diyebilirsiniz. (senede 300 işgünü varsayarak)
- Televizyona bayılan bir millet olduğumuz su götürmez bir gerçek. Örnekteki vatandaşımız 70 yıllık yaşamı boyunca 50 yıl süre ile günde ortalama 3 saat televizyon seyretmiş olsun (şu anda 50 yıl boyunca televizyon seyreden 70’lik biri olamaz, onu biliyorum). Hayatının 2,281 gününü, başka bir deyişle 6 yılından fazlasını koltuğunda çekirdek çıtlatarak geçirdiğini öğrendiğinde pek memnun olacağını sanmıyorum!
- Bu yazdığım pek olası bir şey değil ama, diyelim ki bu vatandaş 70 yıllık yaşamının verimli sayabileceğimiz 50 yılında günde 1 saatini kitap okumaya ayırdı. Hayatı boyunca 760 gününü bir kitap ile geçirecek, bu da yaklaşık 2 yıl demek.
- Ortalama bir insanın günde yaklaşık 750 gram yediğini farz edersek, 70 yaşındaki bir insan 19.1 ton yiyecek tüketmiş olacaktır. Bu da orta büyüklükte iki kamyon dolusu yiyecek demek.
- Yine ortalama olarak günde 2 litre su içen bir kişi 70 yaşında 51.1 ton su içmiş olacaktır. Ortalama 10 tondan hesaplanırsa 5 tanker su! Günlük idrar miktarı yaklaşık 1.5 litre olarak verilmektedir. Bu durumda içilen bu suyun 38.3 tonunu, yani yaklaşık 4 tanker suyu, böbrekler süzmüş ve dışarı atmış olacaktır. Kalan sıvı da terleme ile, solunum yolundan kaybedilerek ya da dışkı ile birlikte atılacaktır.
- Bir insan günde ortalama 1 litre tükürük üretmektedir. 70 yaşına gelindiğinde o güne kadar üretilmiş tükürük miktarı 25.6 ton olacaktır.
Biraz “Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi” gibi oldu ama merak işte...
2 Mart 2013 Cumartesi
Posted by Adsız on 05:58
with No comments so far
Usb ile ilgili çalışmalarımın yoğunluğu nedeniyle usb izolatörlerle ilgili bir araştırma yazısı yazmam gerekiyordu. Aslında bir sorunun çözümü için atılmış bir adım olarakta görülebilir belki. Sorun tahmin edebileceğiniz gibi, endüstriyel ortamlardaki manyetik kirliliğin, parazitlerin neden olduğu bilgisayar ile usb donanım arasındaki iletişim ve bağlantı problemleri. Bu soruna
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)